Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Merkez Bankası’nın 2021 sonu enflasyon tahmini yüzde 9.4

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 yılının ilk Enflasyon Raporu’nu açıkladı. TCMB 2021 sonu enflasyon beklentisini yüzde 9.4 olarak korurken Ağbal “Parasal sıkılık uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecek. Gerekirse ilave sıkılaşma yapacağımızı son Para Politikası Kurulu’nda ifade ettik. Yüzde 5 hedefi için Para Politikası kurulu elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı. Ağbal bunun yanında faiz indirimini konuşmak için henüz erken olduğunu belirtti. Ağbal’ın sunumu piyasa aktörlerinden övgü aldı

Merkez Bankası Başkanı Naci

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 yılının ilk Enflasyon Raporu’nu açıkladı. İşte Ağbal’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

-Makroekonomik görünüm: Aşı ve tedaviye yönelik olumlu gelişmeler 2021 yılının ikinci yarısında daha hızlı bir toparlanma güçlendi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyon düşük seyretmekte. Mali ve parasal genişleme önümüzdeki dönem için enflasyonist baskı oluşturma potansiyelini taşımakta.

-Ülkemizde iktisadi faaliyet güçlü kredi ivmesi desteğiyle 2020 yılının 3. çeyreğiyle belirgin toparlanma göstermekte. 4. çeyrekte de güçlü bir seyir görüyoruz. Ekonomik aktivitede görünen güçlü toparlanma sektörlerin geneline yayılmış görünmekte. İmalat sanayinin genelinde salgın öncesi üretim düzeyleri aşılmış.

-Başta giyim olmak üzere turizm bağlantılı imalat sektörlerindeki iyileşme sınırlı kaldı. İktisadi faaliyetteki güçlü toparlanma istihdam piyasasında iyileşme sağladı.

-Salgına bağlı kısıtlamalar ve finansal koşulların etkisiyle bir miktar azalmaya işaret etmekte. Yıllık kredi büyümesi ikinci çeyrekten itibaren ivmelenmiş 2017 yılındaki kredi garanti fonunun çok ötesinde bir genişlemeye neden olmuştur.

-Bankalarca TL cinsinden açılan net kredi hacmi 518 milyar olmuştur. 3. çeyrekte uygulanmaya başlayan parasal sıkılaştırmayla kredi faizleri yükselmeye başlamış kredilerin ivmelenmesinde önemli bir yavaşlama sağlamıştır.

-M2 para arzı yüzde 33 artışla 833 milyar TL yükselmiştir. Bireysel krediler olmak üzere net kredi kullanımın tarihsel ortalamaların oldukça üzerinde artması altın ithalatının yükseldiği ve turizm gelirlerinin gerilediği cari işlemler açığını yükselmesine neden olmuştur. Kasım ayı itibariyle cari işlemler açığı 38 milyar dolar civarına yükseldi.

-Ülke risk primi artarken döviz kurlarında oynaklık ve değer kaybı gözlenmiş ve borçlanma maliyetleri atmıştır. Mevduat dolarizasyonu artış göstermiştir.

-İç talep koşulları başta olmak üzere döviz kurunun birikimli maliyet etkileri uluslararası gıda ve emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seyirler fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Tüketici enflasyonu 2020 Eylül ayında yüzde 11.75 seviyesinden 2020 yıl sonu itibariyle yüzde 14.60 seviyesine yükselmiştir. Enflasyondaki yükselişte temel mal ve gıda grupları belirleyici olmuştur.

-Enerji ile alkollü içecek ve tütün grupları toplam 0.7 puanlık katkıyla tüketici enflasyonunu önemli ölçüde sınırlamıştır. Salgın nedeniyle talep koşullarının zayıf seyrettiği kalemlerde enflasyon nispeten düşük seyretmekte. Talebin güçlü olduğu bazı alt gruplarda enflasyon oldukça güçlü bir seyir izlemekte.

-Çekirdek göstergelerin yıllık enflasyon ve eğilimi oldukça yüksek seyretmekte. İşlenmiş gıdada belirgin bir şekilde yukarı yönlü riskler atmakta.

-Üretici enflasyonu artış eğilimini korumakta. Üretici fiyatlarında enflasyon 2020 Aralık ayında yüzde 25.15’e ulaşmıştır. 2020 yılının 3.çeyreğinde finansal koşullardaki iyileşme özel tüketim talebi milli gelir artışının oldukça üstünde gerçekleşmiş ve büyümeye katkısı olmuştur.

-Döviz kuru girişkenliği ekonominin yükselme dönemlerinde ve hızla arttığı dönemlerde tarihsel ortalamalardan daha yüksek olmaktadır. Son aylarda döviz kurlarda yaşanan düşüş enflasyon üzerindeki etkinin yavaşlayacağına işarettir.

-Gıda enflasyonu tahmini yüzde 11.5 olarak açıklandı. Yakın dönemde milli gelire oranla yüzde 3.5 olarak aşağı yönlü revize edilen 2021 yılı merkezi yönetim bütçe açığı para politikası hedeflerini destekleyeceğini değerlendirmekteyiz.

2023 TAHMİNİ YÜZDE 5

-Temel varsayımlar ve kısa vadeli öngörüler çerçevesinde enflasyonun kademeli hedeflere yakınsayacağını değerlendiriyoruz. Sıkı para politikası duruşunun uzun bir müddet sürdürüleceği bir görünüm altında enflasyonun 2021 yılı sonun da yüzde 9.4 olarak gerçekleşeceğiniz , 2022 sonunda yüzde 7’te 2023 sonunda yüzde 5’e gerileyerek bir istikrar kazanacağını öngörüyoruz.

-2021 yılı için bir önceki rapor dönemine göre enflasyon tahminini 0.4 puan düşürürken birim işgücü maliyeti 2021 yılı için belirlenen asgari ücrete bağlı olarak 1 puan yükseltici yönde etki yapmıştır.

-Ayrıca sıkı parasal duruşun devamıyla enflasyon beklentilerinde öngörülen iyileşmenin yıl sonu tahminine 0.5 puan katkıda bulunacağını değerlendiriyoruz. Tahminler parasal sıkılık düzeyi varsayımı altında üretildi. Salgın kaynaklı olumsuz bir şokun tekrar yaşanmayacağını esas aldık.

-Sıkı parasal duruşun oluşturacağı etkinin yıl sonu enflasyonun yüzde 9.4’e düzeyine gerileyeceğini sağlayacağını öngörmekteyiz. Enflasyonun mevcut seviyesi yüzde 5 hedefimizden oldukça uzakta bir noktadayız. Yüzde 5 hedefine 2023 yılı sonunda ancak ulaşabiliyoruz. Bu hedefe varmak amacıyla 2021 yılında enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla uygulayacağız.

‘REFORM ADIMLARI KATKI SAĞLAYACAK’

-Para politikası operasyonel çerçevesini sadeleştirerek elimizdeki bütün araçları kullanacağımızı söyledik. Politika faiz oranını 17’ye çıkardık. Gerekirse ilave sıkılaşma yapacağımızı son Para Politikası Kurulunda ifade ettik. Yüzde 5 hedefi için Para Politikası kurulu elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.

-Yüzde 5 enflasyon hedefine varıncaya kadar beklenen enflasyon oranı politikası ile para politikası faiz oranı politikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluşturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır.

-Hukuk ve ekonomi alanlarında atılacak reform adımları beklenti kanalıyla dezenflasyonist sürece önemli bir katkı sağlayacaktır. Fiyat istikrarı sürdürebilir büyüme istihdam ve adaletli gelir dağılımının ön koşuludur. Fiyat istikrarı ekonomiye olan güveni artırır ve işsizlik azalır. Fiyat istikrarını kalıcı sağlarsak paramızın değerini korumuş oluruz.

-Gıda komitesi bünyesindeki kurumlar gıda enflasyonu üzerinde risk oluşturan faktörlerle ilgili değerlendirmeler yapıp çözümler sunuyor. Gıda komitesi içerisinde Merkez Bankası sekreterya görevini yürüttü. Merkez Bankası olarak gıda komitesine daha fazla katkı vermeyi planlıyoruz. Gıda enflasyonu 2021 yılı enflasyon gerçekleşmeleri üzerinde önemli bir risk oluşturmaya devam ediyor.

-Ekonomideki tüm aktörlerin bu sürece inanma ön koşul ve kararlılık, fiyatlama davranışları ve enflasyonist beklentiler değişecek ve olumluya gidecek.

-Türkiye’de şu anda enflasyon hedefleri rejimine dayalı bir para politikası seti uyguluyoruz. Hep beraber sahip çıkarsak hedefi gerçekleştirebiliriz. Türkiye açısından şu anda fiyat istikrarına işaret eden enflasyon oranı yüzde 5. Mevcut politika seti altında bu hedefe 2023 sonunda ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Para politikasının kararlarını değerlendirirken şuna dikkat etmeliyiz Merkez Bankası için 3-6 ay sonrası değil 2023 için öngörülen yüzde 5 hedefi esas orta vadeli karar setinin temelini oluşturuyor. Bu hedefi temin edinceye kadar sıkı para politikası kararlılıkla uygulanacak.

-Sıkı para politikası düzeyinin nasıl oluşacağına dair para politikası kurulu sıkı tarafta, ihtiyatlı ve basiretli tarafta durarak hareket edecek. Önümüzdeki süreçte para politikası kararlarının bu açıklamalar çerçevesinde yorumlayalım.

-Önümüzdeki para politikası kurul kararlarında da kurduğumuz güçlü iletişimi devam ettireceğiz. STK’ların ve farklı kesimlerin bu politikaya sahip çıkması çok önemli.

-Pandeminin ilk çıktığı 2019 Aralık sonrası dönemde ekonomi üzerindeki etkileri çok daha yıkıcı ve yaygın oldu. Çok ciddi bir daralmaya neden oldu. Bu dönemde pandeminin ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla kamu ve özel sektör olağanüstü bir çaba gösterdi. Bu süreçte ortaya konan tedbir, regülasyon, uyum önemli bir tecrübe kazandırdı. İkinci dalga risklerinde ülkeler daha hazırlıklı, önden gelen birikimle daha geniş kapsamlı tedbirleri hızlı şekilde aldılar. İkinci dalgaya aslında hazırlıklı girildi. Sanayide güçlü bir toparlanma meydana geldi. Alınan tedbirler ve pandemiye alışma ekonomiyi hızlı bir toparlanma evresine soktu.

‘MERKEZ BANKASI POLİTİK DEĞERLENDİRMENİN İÇİNE GİRMEZ’

-Merkez Bankası herhangi bir şekilde politik bir değerlendirmenin içine giremez ve politik bir değerlendirme yapamaz. Fiyat istikrarı görevini yerine getirmekten sorumlu. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ekonomi büyüyen bir ekonomidir. Türkiye kendi tecrübesiyle ortaya koymuştur. Bu sayede Türkiye ekonomisi sabit fiyatlarda hem de döviz itibarıyla bakıldığında kişi başına milli geliri artırmış ve refahı da bu dönemde sağlamış.

-Kovidle ilgili ilave risklerin meydana çıkması halinde hiçbir şekilde ilk dalgadaki senaryonun olmayacağını varsaydık. 2021 yılında finansal istikrarın güçlendirilmesi bakımından Merkez Bankası finansal istikrar destek verecek. Gerek bankalar gerek finansal kuruluşlarla çok sıkı bir diyalog içerisinde Merkez Bankası ile bankaların likidite ihtiyaçlarının dengelenmesi konusunda çok yapıcı bir diyaloğumuz var.

-Bundan sonraki süreçte güçlü bir iletişim anlayışıyla STK’larla iletişim halinde bulunacağız ziyaretlerde bulunacağız. Özellikle fiyat istikrarıyla ekonomik büyüme, fiyat istikrarıyla yatırım ve üretim arasında kurmuş oldukları bağın da aslında hepimizin üzerinde ortak bir alan olduğunu düşünüyorum.

-Hükümetimizin 11. kalkınma planında belirlediği ve 2023 için yüzde 5 olarak tespit ettiği fiyat istikrarı hedefine varırken, aynı zamanda büyümeyi ve üretimi de merkeze almıştır. Merkez Bankası’nın para politikasıyla ilgili duruşu kararları 11. Kalkınma planında ortaya konan hükümetimizin hedefleriyle paraleldir.

-2021 yılında fiyat istikrarı konusunda atacağımız güçlü adımlar enflasyonu güçlü bir şekilde aşağı çekecek.

SUNUM BEĞENİ TOPLADI

Ekonomistler Naci Ağbal’ın yılın ilk Enflasyon Raporu sunumunu şeffaf, samimi ve bilgilendirici bulurken, enflasyonun kalıcı tek haneye düşürülmesi konusunda da güçlü bir iletişim politikası duruşu gösterildiğini söyledi.

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 9,4 düzeyinde tuttuğunu belirtti.

Enflasyonun nisan-mayıs aylarına kadar baz etkilerinin de katkısıyla yüzde 16’lara çıkacağının öngörüldüğünü ifade eden Kara, sonrasında kademeli bir düşüşle enflasyonun yıl sonunda 9,4’e ulaşmasının beklenmekte olduğunu söyledi.

Kara, kısa vadeli patikanın gerçekçi göründüğünü fakat sonrasındaki düşüşün daha yavaş olabileceğini dile getirdi.

Bir anda enflasyon ataletini kırmanın mümkün olmadığına dikkati çeken Kara, şunları kaydetti:

“Ayrıca uluslararası gıda fiyatlarının hızla arttığı bir dönemde yüzde 11,5 yıllık gıda enflasyonu biraz iyimser kalıyor. Dolayısıyla bu sene tek haneli enflasyon biraz zor. Aslında Merkez Bankası da bunun farkında. Gerek basın toplantısında gerekse raporda risklerin yukarı yönlü olduğuna fazlasıyla vurgu yapılmış. Yani Merkez Bankası yüzde 9,4 hedefine ulaşmanın kolay olmadığını biliyor ancak bu değer bir gösterge hedef niteliğinde olduğu için değiştirilmiyor. Doğal olarak daha bir ay önce ilan edilen bir hedefin hemen değiştirilmesi beklenmezdi. Bunun yerine sıkı para politikası uygulanarak hedefe mümkün olduğunca yakın kalınacağı sinyali verildi. Kararlılık ve sabır vurgusu ön plana çıktı. Merkez Bankası Başkanı altını çize çize faiz indiriminden söz etmek için henüz çok erken olduğu mesajını verdi. Böylece merkez bankası faizlerde erken bir indirim spekülasyonunun da önüne geçmiş oldu.”

Hakan Kara, basın toplantısındaki en önemli anlardan birinin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın fiyat istikrarı ve büyüme arasındaki ilişkiyi orta-uzun vadeli bir zeminde düşünmek gerektiği vurgusu olduğunu söyledi.

Böylece, uzun vadeli kalkınma hedeflerine ulaşılabilmesi bakımından fiyat istikrarının gerekliliğinin net bir şekilde ortaya konulduğunu vurgulayan Kara, “Bu duruşu kayda değer bulduğumu ifade etmeliyim. Kısa vadeci miyopik bakışı reddeden bir yaklaşım sergilenmiş oldu. Sonuç olarak rapor kendi içinde dengeli ve tutarlı mesajlar içeriyor. Merkez Bankası kasım ayından bu yana fiyat istikrarı odaklı net bir duruş ortaya koyarak bu çerçevede de ilerlemeye devam ediyor. Bugünkü Enflasyon Raporu, yakın dönem PPK kararları ile Para ve Kur metninde ortaya koyulan vizyonun daha da geliştirilip bir adım öteye geçirilmesi konusunda önemli bir adım oldu. Umarım, bu tutarlı çerçevenin uygulanabilmesi için elverişli bir ortam oluşabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

‘DERS NİTELİĞİNDE’

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da Merkez Bankası Başkanı Nabi Ağbal’ın sunumunun bir ders niteliğinde olduğunu söyledi.

Sunumun derli toplu, enflasyon hedefinin tüm kararlılıkla süreceğine dair gelecek yönlü yönlendirmesi olan bir içerikle hazırlandığını belirten Arzova, “Özellikle Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı karar metninde gördüğümüz ‘forward guidance’ enflasyon raporunun içerisine işlemiş.” ifadelerini kullandı.

Arzova, değişimin sadece para politikası ile de sınırlı olmadığının gözüktüğünü aktardı.

Merkez Bankası’nın ısrarla ana faaliyet konusu olan fiyat istikrarına geri çekilmeye çalıştığını ve bunun en önemli hamle olduğunu vurgulayan Arzova, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Kanımca 2021 enflasyon öngörüsü 9,4 olarak sabit bırakılmamalıydı. Burada bir revizyon bekleniyordu. Ancak hedeflerin ve risklerin doğru belirlenmiş olması, yeniden uzun dönemli yüzde 5 hedefinin telaffuz edilmesi olumlu olarak değerlendirilebilecek hususlar. Para politikasında ‘şahin’ yaklaşımın uzun müddet devam edeceğini görüyoruz. Daha fazla güven veren bir Merkez Bankası var.”

2000-2018 yılları arasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda Piyasalar ve Dış İlişkiler Genel Müdürlükleri’nde müdür, ekonomist ve uzman olarak görev yapan Doç. Dr. İbrahim Ünalmış da twitter hesabından ”TCMB bir kez daha enflasyon konusunda ne kadar ciddi ve iddialı olduğunu gösterdi. Hem sunum içeriği hem de verilen mesajlar uzun zamandır duymak istediğimiz nitelikteydi. Sıkı duruş devam ediyor, mevcut varsayımlarla, premature faiz indirimi beklentisi ortadan kalktı.” mesajını paylaştı.